“Nohut üretiminde 3’üncü kırmızı mercimekte ise 4’üncü sıradayız”

Mersin Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Abdullah Özdemir, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre dünya bakliyat üretiminin şu an 96 milyon ton seviyesinde olduğunu söyledi. Yüzde 29’luk pay ile Hindistan’ın açık ara en önemli üretici konumunda bulunduğu bilgisini veren Özdemir, “Yüzde 6 ile Kanada, yüzde 5’erlik pay ile Çin ve Rusya, yüzde 4 ile Nijerya diğer önemli üreticiler. Bu beş ülke dünya bakliyat üretiminin yarısını gerçekleştiriyor” dedi.

Küresel ticarete konu olan bakliyat miktarı 20 milyon ton

Türkiye’nin dünya bakliyat ticaretine verdiği katkıya da değinen Başkan Abdullah Özdemir, Türkiye’nin yıllık 1.3 milyon ton üretimiyle küresel bakliyat ticaretinden yüzde 1.4 pay aldığını kaydetti.

Söz konusu oranla Türkiye’nin küreseldeki en büyük 15’inci bakliyat üreticisi olduğuna dikkat çeken Özdemir, ürün bazında incelendiğinde ise Türkiye’nin nohut üretiminde dünyada 3’üncü ve kırmızı mercimekte 4’üncü sırada yer aldığını bildirdi. Özdemir, “Dış ticaret tarafında ise 20 milyon ton bakliyat küresel ticarete konu olmaktadır.

2.6 milyon ton ile Çin, 2.4 milyon ton ile Hindistan ve 1.2 milyon ton ile Türkiye en önemli bakliyat ithalatçısı ülkeler. Diğer yandan Kanada 4.7 milyon tonluk hacim ile bakliyat ihracatında ilk sırada bulunuyor. 2.5 milyon ton ile Avustralya, 1.9 milyon ton ile Myanmar, 1.4 milyon ton ile Rusya ve 1.2 milyon ton ile Türkiye diğer önemli ihracatçı ülkeler arasındadır” diye konuştu.

“İhracatımız ithalata bağlı”

Abdullah Özdemir, FAO tarafından açıklanan verilerin detaylı olarak incelendiğinde Türkiye’nin ihracat yapısının diğer önemli ihracatçı ülkelerden farklılaştığını dile getirdi. Dünya bakliyat ihracatının yarısını karşılayan Kanada, Avustralya, Myanmar ve Rusya’nın bakliyat ithalatının yok denecek kadar az olduğuna vurgu yapan Özdemir, şöyle devam etti: “Bu ülkeler kendi ürettikleri yerli ürünleriyle kendi kendilerine yettikleri gibi bu ürünlerle önemli hacimde ihracat yapıyorlar.

Oysa ülkemizde durum tam tersi. Bu dört ülkenin ardından en önemli 5’inci ihracatçı konumunda olmamıza rağmen, aynı zamanda en büyük 3’üncü ithalatçı ülkeyiz. Çünkü bakliyatta ihracatımız ithalata dayanıyor. Dahilde İşleme Rejimi (DİR) kapsamında Kanada, Kazakistan, Rusya ve Avustralya’dan kırmızı mercimek getiriyoruz. Rusya ile Ukrayna’dan kuru bezelye ithal ediyoruz. Kendi ürünlerimizle değil, bu ithal ettiğimiz ürünleri işleyip re-export yaparak pazarda devamlılık sağlayabiliyoruz.”

“Kanada’dan sonra Rusya örneği iyi incelenmeli”

“35 yıl önce bakliyat denildiğinde ismi dahi anılmayan Kanada; özel sektör-üniversiteler-kamu iş birliği ile gerçekleştirdiği büyük dönüşüm sayesinde dünya bakliyat pazarının en önemli oyuncularından biri olmayı başardıysa, Rusya da son 25 yıldır bakliyat sektöründe önemli bir aktör haline geldi.” diye konuşan Özdemir, 25 yıllık dönemde Rusya’nın uzun vadeli ve ithal ikameci tarım politikası yöntemi ile bakliyat üretimini ve ihracatını büyük oranda artırırken, ithalatını azaltmış olup kendi kendine yeterlilik stratejisi geliştirdiğini vurguladı. Özdemir, “Bu süreçte Rusya’nın bakliyat üretimi yaklaşık 5 kat artarak 4,6 milyon ton seviyesine ulaşmıştır. Oysa aynı dönemde ülkemizin bakliyat üretimi yüzde 10 azalarak 1,3 milyon ton düzeyinde kalmıştır” dedi.

“Tarımsal üretimin planlanması kararı önemli bir fırsat”

Türkiye’nin Anadolu topraklarında yer alması sebebiyle bakliyat üretiminde diğer ülkelere kıyasla çok önemli bir avantajı olduğuna değinen Abdullah Özdemir, “Dünya genelinde bakliyatın üretim, tüketim, istihdam ve ticaret kültürünün oluşmasının başlangıcı yine bu coğrafyamızdır.

Dolayısıyla arzu etmediğimiz bu olumsuz tabloyu değiştirebileceğimizi düşünüyorum. Bu doğrultuda Tarım ve Orman Bakanlığımız son yıllarda önemli projelere imza atıyor. Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi (TAKE), nadas alanlarının bakliyat üretimine yönlendirilmesi, bakliyatta sertifikalı tohum mekanizmasının güçlendirilmesi, münavebeli ekim sistemi kapsamında kuru baklagiller üretiminin teşvik edilmesi, su kısıtı olan alanlarda bakliyat ekiminin özendirilmesi gibi uygulamaların olumlu sonuçlarını almaya başladık” dedi.

Bu adımların güçlenerek devam etmesini arzu ettiklerinin de altını çizen Özdemir, şunları kaydetti: “Benzer şekilde Bakanlığımız tarımsal üretimin planlanması hususunda önemli çalışmalar yapıyor. Bu kapsamda en son 2001 yılında yapılmış olan tarım sayımı da yeniden gerçekleştirilecek. Özellikle uzun vadeli kalıcı politikaların oluşturulması açısından bu kararın büyük önem taşıdığı kanaatindeyim. Bu süreç etkin yönetildiği taktirde Kanada ve Rusya örneklerinde olduğu gibi bütüncül politikalarla bakliyatta arzu ettiğimiz dönüşümü gerçekleştirebileceğimizi düşünüyorum.”